1. Son zamanlarda yerli Türk dizileri aldı başını gidiyor. Hangi kanalı açsam mutlaka bunlardan birine yakalanıyorum. Sayıları o kadar çok ki... Ama gel gör ki birçoğu fotokopiyle çoğaltılmış gibi. Belki de bu yüzden bana bu kadar soğuk ve itici geliyor bu diziler. Bu parçada altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A)özgünlükten çok uzak. B)yeni bir şey söylemiyor. C)tornadan çıkmış gibi. D)birbirinden çok kopuk. E)âdeta birbirinin benzeri.
2. Montaigne, yalnızlık üzerine bir denemesinde bir dükkândan söz eder. Gündelik yaşamın gürültüleriyle dolu bir dükkân... Biz de bu dükkânda bir müşteriden diğerine koşan bir dükkân sahibi. Peki, yalnızca bu telaşlı yaşam, bu dükkân bizim mutluluğumuz olabilir mi? Hayır! Çünkü dükkânın arkasında bize ait, küçük bir odamız olmalı. Zaman zaman oraya sığınmalı, gerçek özgürlüğümüze o kısa aralıklarda orada kavuşmalıyız. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Günün yorgunluğunu atmak için zaman ayırmak B)Bütün sıkıntılardan uzaklaşmak için insanlardan uzak durmak C)Para kazanmanın yaşamdaki en önemli şey olmadığını bilmek D)Yaşamın telaşından uzak zamanlar ayırmak E)Çalışmayı yaşamın amacı olmaktan çıkarmak
3. Türk romanlarındaki birçok karakterden etkilenmişimde. Ancak bunlardan biri var ki onu hep ayrı bir yere koymuşumdur: ince Memet. Neden mi? Çünkü o, Türk masallarında devlerle dövüşen yiğitlerden tutun da Odessia'ya, Spartacus'tan Köroğlu'na kadar cesaret ve dürüstlüğüyle anılan pek çok kahramanın hepsinin ruhundan birer nefes almış gibidir.
Altı çizili sözün yerine a.h. getirilirse parçanın anlamında bir değişiklik olmaz? A)birçoğundan daha inandırıcıdır sanırım. B)her birinden birer parça taşır sanki. C)hiçbiriyle benzerlik göstermiyor gibidir. D)pek çoğunu bize unutturacak kadar etkileyicidir. E)hepsinin önemini bize bir bir hatırlatıyor galiba.
4. Madame Bovary, yüz yıl önce de büyük bir zevkle okunmuş, günümüzde de aynı zevk ve heyecanla okunmakta. Bu cümleden yola çıkarak sanat yapıtıyla ilgili olarak aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir? A)Bir sanat yapıtının değeri, sadece çağında beğenilmesine değil, geleceğe kalmasına da bağlıdır.
B)Gerçek sanat yapıtları, zevk ve heyecan veren yapıtlardır. C)Sanatçıyı ölümsüz kılan, toplumsal konulan ve gerçekleri olduğu gibi yansıtmasıdır.
D)Kendi çağında çok okunan bir yapıtın, gelecekte de okunacağı bilinen bir gerçektir. E)Kimi sanatçıların değeri, kendi çağında da kendinden sonra da anlaşılamamıştır.
5. (I) Genellikle hikâyeler üzerinde çalışan ve eleştiriler yazan biriydi. (II) Bu işin çok ağır bir sorumluluk taşıdığını çok iyi biliyordu (III) Bu sorumluluk bilinciyle ele aldığı yapıtı, kılı kırk yararak incelerdi. (IV) Çünkü eleştirmenlik, dünyanın en zor işlerinden biriydi. (V) Belki de bu yüzden kırk ölçüp bir biçiyordu.
Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. (I) Ben ortaoyunun kurallarına göre ve onun temel esprisine uygun oynarım. (II) Yıllarca buna göre oynadım ve her zaman böyle oynanması gerektiğine inanırım. (III) Bu sanata daha sonra yeniyetme birtakım gençler de heves etti. (IV) Heves etmeleri güzel de bazı gerçekleri görmezden gelmeleri bağışlanır gibi değil. (V) Bunlar bu alandaki ustaları izlemeden, bir disiplinden, sanat süzgecinden geçmeden ortaoyunu diye uydurma şeyler sergilemeye başladılar. (VI) Bu da yetmiyormuş gibi eski ustaları yererek bu alanda kendi kendilerini göklere çıkarıyorlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak genç ortaoyuncularla ilgili olumsuz yargılar dile getirilmiştir?
A) I. B)II C)III. D) IV. E) V.
7. Aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı, bir "gerekçe" içermektedir?
A) - Biyografik çalışmalarda tarihsel belgelerden yararlanır mısınız?
- Evet, birtakım gerçekleri aydınlatmak için belgelere yer veririm.
B) - Sanatçının yaşamına ilişkin bilgileri öğrenmek için hangi kaynaklara ağırlık verirsiniz?
-Genellikle sanatçının yaşadığı mekânları ve onu tanıyanları tercih ederim.
C) - Biyografik çalışmalarınızda daha önceki yazılı kaynaklar sizin işinizi ne ölçüde kolaylaştırıyor? -Bana öncelikle zaman kazandırıyor.
D) - Türk edebiyatındaki biyografik çalışmaların bilimsel olduğunu söyleyebilir misiniz?
-Batılılarla boy ölçüşebilecek düzeyde olmasa bile meraklıları için iyi bir kaynak olduğu kesin.
E) - Biyografi alanında çalışmaya yeni başlayanlara neler öneriyorsunuz?
-Her şeyden önce bu işe dört elle sarılmalarını ve saha çalışmalarında asla yılgınlık göstermemelerini öneririm.
8. Yarattığı dünyanın kapılarını kimselere açmayan ve kendi fildişi kulesine çekilen bir yazarın, ......
Bu cümle anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
A)derdine hiç kimse derman olamaz, onu bu durumdan kurtaramaz.
B)içinde yaşadığı toplumu, düşündüklerini ve hissettiklerini anlamamakla suçlaması bağlanamaz.
C)kendi okurlarına karşı çok büyük sorumlulukları var demektir.
D)artık ununu eleyip eleğini duvara astığını söyleyemeyiz.
E)edebiyat çevrelerinde dedikodu malzemesi olması kaçınılmazdır.
9. On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından, yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben
Bu dörtlükte aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?
A)Ünsüz benzeşmesi
B)Ünlü düşmesi
C)Ünsüz yumuşaması
D)Kaynaştırma ünsüzü
E)Ünsüz türemesi
10.Yeni edebiyat anlayışı, aynı zaman da (I) kuralları çok önceden belirlenen, katı toplumsalcı edebiyata duyulan tepkinin birazda (II) öfkeyle ortaya konmasıydı. Bu doğal tepkide (III) haklılık payı da (IV) vardı. Çünkü bütün dünyada (V) köhnemiş kurallar bir yana bırakılırken bizde hâlâ nedense baş tacı ediliyordu.
Bu parçadaki numaralı yerlerden hangilerinde yazım yanlışı yapılmıştır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) III. ve V.
11. Nedir bir şiiri güzel kılan ? (I) Dile yeni bir biçim verilmesi değil mi ? (II) Ahmet Muhip Dıranas da dile alışılmadık bir biçim verir şiirlerinde : (III) Bildiğimiz sözcüklerden, bilmediğimiz bir hayal ve düşünce dünyası yaratır . (IV) Dıranas bu mucizeli işi, şiirin klasik araçları olan ölçü ve uyağa dayanarak yapar . (V)
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
12. Her ulus kendi dilini edebiyatta kullanmaya şiirle başlamıştır ( ) Şiirin öncelikle duyguları anlattığı kabul edilirse bu çok doğal karşılanmalı ( ) Kabul etmek gerekir duygular ve coşkular özel ( ) düşünceler ( ) doğrular ise geneldir.
Bu parçada parantezle belirtilen yerlere sırasıyla aşağıda verilen noktalama işaretlerinden hangileri getirilmelidir?
A) (,) (;) (;) (,) B) (.) (.) (:) (.) C) (:) (;) (;) (,) D) (.) (.) (;) (,) E) (.) (.) (,) (,)
13. Berthold Brecht, bir sanat yapıtının biçimi, içeriğinin tümüyle düzenlenmesinden başka bir şey değildir, diyor.
Bu cümlenin öğelerinin sıralanışı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A)Özne, Belirtili Nesne, Zart Tümleci, Yüklem
B)Özne, Dolaylı Tümleç, Yüklem
C)Belirtisiz Nesne, Özne, Yüklem
D)Özne, Zarf Tümleci, Yüklem
E)Özne, Belirtisiz Nesne, Yüklem
14. Öldük ölümden bir şeyler umarak(I)
Bir büyük boşlukta(II)bozuldu büyü
Nasıl hatırlamazsın(III)o türküyü
Gök parçası(IV), dal demeti, kuş tüyü
Alıştığımız bir şeydi yaşamak (V)
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi yapı bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
15. Halk edebiyatı insanlığın binlerce yıllık geçmişinden izler taşır, ilkel yönleri ağır bastığı için insanın daha çok doğal yönlerine seslenir, insanın doğal ve ortak duygularını işleyen bu edebiyattan hemen her insanın etkilenmesi kaçınılmazdır. Çünkü insan ne denli yetkinleşirse yetkinleşsin, ilkel ve doğal niteliklerinden büsbütün sıyrılamaz.
Bu parçada geçen aşağıdaki eylemsilerden hangisi türce diğerlerinden farklıdır?
A) geçmişinden B) bastığı C) işleyen D) etkilenmesi E) kaçınılmazdır
16. (I) Devasa pırlantadan yapılmış büyük bir heykel gibidir yaşam. (II) Onun çok değerli olduğunu, biliyorum; ama taşımak bazen zor geliyor bana. (III) Nedense kederlerim yaşamımın anlamını oluşturdu hep. (IV) Neşemi bile kederlerime borçlu olduğumu bilmiyor değilim aslında. (V) Yani daha doğarken o sahipsiz, nedensiz, esmer tenime kederlerim bir dövme gibi işlenmiş.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)I. cümle, devrik bir cümledir.
B)II. sıralı bağlı cümledir.
C)III. cümle devrik eylem cümlesidir.
D)IV. cümle anlamca olumsuz cümledir.
E)V. cümle bileşik eylem cümlesidir.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Günümüz romancılarının birçoğu gerçeklik konusuna alışılmıştan farklı yaklaşıyor.
B)Öykü yazarları 1980 yıllarında kendilerine yeni bir yol çizdiler.
C)Şiirin kendine özgü bir anlatımı ve yorumu vardır.
D)Onun yazılarını her okuyuşumda onlardan yeni bir tat alırım.
E)Deneme yazarı yazarken izlenim verir kendisiyle konuşur gibi.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır
A)Yetkililerden biri, birkaç saat sonra konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
B)Ay, Dünya'nın çevresini yaklaşık otuz günde dolaşır.
C)Bu kitap, ilginç bir konuyu ele aldığı için çok tutuldu.
D)Yazma, yazarı yaşama bağlayan düşsel bir yolculuktur.
E)Bu küçük köy, bir dağın yamacına kurulmuştu.
19. Erzurum'da sıcaklık, kimi zaman eksi otuza, hatta eksi yirmiye düşerdi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A)Sözcüğün yanlış yerde kullanılması
B)Tamlama yanlışlığı
C)Çelişen sözcüklere yer verilmesi
D)Özne-yüklem uyuşmazlığı
E)Mantıksal tutarsızlık
20. Doğal destanlarda gerçek ve olağanüstü olaylar genellikle iç içedir. Sözgelimi Oğuz Kağan destanında Oğuz'un bir canavarı öldürmesi gerçeğe uygun bir olaydır. Destanın daha sonraki bölümlerinde Oğuz göktanrıya yalvarırken gökten bir ışığın düşmesi, o ışığın içinden çıkan güzel bir kızın onunla evlenmesi ise gerçekdışıdır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır?
A)Tartışma - karşılaştırma
B)Açıklama - tanık gösterme
C)Öyküleme - tanımlama
D)Açıklama - örnekleme
E)Tartışma – somutlama
21. (I) İnsanlık tarihinin ilk yazılı metni hangisiydi, neydi acaba? (II) Kazı alanına dalan yeni yetme bir arkeoloğun hevesiyle bunu araştırmaya koyuldum. (III) Destanın daha ilk sayfalarında ayırdına vardım ki Kral Gılgamış, aslında başka bir kahramanın uzantısıydı. (IV) Bu alanda işime yarayan ve kolayca ulaştığım ilk metin, Gılgamış Destanı oldu. (V) Yunan mitolojisindeki en önemli karakterlerden Zeus'un oğlunun yani yarı tanrı Heraklis'in uzantısı. (VI) Heraklites'in serüvenlerini birazcık kazıdığınızda karşınıza çıkan bu karakter, Kral Gılgamış'tan başkası değildir.
Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için numaralı cümlelerden hangileri yer değiştirilmelidir?
A) I. ve III II. ve V. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) V. ve VI.
22. Yunus'un duru ve yalın Türkçesi gibi, şiirlerindeki duygu ve düşünceler de ölümsüzdür. Anlatmak istediği duygu ve düşünceler bugün de sıcaklığını ve önemini koruduğuna göre onun dizelerinin taşa yazıldığını söylesek yeridir sanırız. Aslında bunlar bile yeter Yunus'u anlatmaya ama dahası var: Tutuculuğa, ahlâksızlığa karşı çıkan ve bunları dile getiren bir ozandır Yunus. Kavgaya, düşmanlığa, insanın insana zulmüne karşıdır. Her millete, her insana aynı gözle bakar. Bunları dile getirirken de sözünü esirgemez.
Bu parçada Yunus Emre ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A)Şiiriyle kalıcılığı yakaladığına
B)Süslemeden uzat ve anlaşılır bir dil kullandığına
C)Tüm uluslarca çok sevildiğine
D)Barıştan ve dostluktan yana olduğuna
E)İnsana bakışında evrensel özellikler taşıdığına
23. Suç, insan ruhunun karmaşık yapısını açıklayabilmek için bir romancıya sayısız ipucu verir. Bu nedenle romanı, "insan ruhunda yapılan bir kazı olarak" tanımlarsak bu arkeolojik kazıda suçu merkeze almaktan daha akıllıca bir çalışma düşünülemez. Kaldı ki bir yazar yani bir romancı, günümüzde olduğu gibi, suç çağında yaşıyorsa, yazarın, gizem yüklü suçu ele alan romanlar yazmasından daha doğal ve mantıklı ne olabilir ki...
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmektedir?
A)Suçun çağlar boyu insanoğlunun çok yakından ilgilendirdiğinden
B)İnsanın doğuştan suç işlemeye yatkın bir varlık olduğundan
C)Bir yazarın romanlarında suç olgusuna niçin yer verdiğinden
D)İnsanın çözümlenmesinde suçun nedenlerinin tam olarak bilinmediğinden
E)Suçu konu alan romanların diğerlerinden çok ilgi gördüğünden
24. (I) Agatha Christie'nin cinayet romanlarından yola çıkarak onun yazarken eğlendiğini söyleyebilirim. (II) Sha- kespeare'in ve Dostoyevski'nin ise o kadar eğlendiğini sanmıyorum. (III) Öyle olsaydı Hamlet de, Raskolnikov da bu denli derin, bu denli karmaşık ve bu denli trajik karakterler olmazdı. (IV) iyi yazarların tümü için söyleyebileceğim bir gerçek var. (V) Bu gerçek, cinayet metinlerini kaleme alırken hepsinin hem kati! hem de kurban kimliğine bürünmeleridir. (VI) Çünkü öldürme anı ve ölüm anını hissetmeden hiçbir yazar, iyi bir cinayet romanı yazamaz. (VII) Bunu çok iyi hissedip yansıttıkları için bugün Shakespeare, Agatha Christie ve Dosto- yevski çok iyi cinayet romancıları kabul edilmektedir.
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlamalıdır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
25. Bireyin çelişkilerini, zayıflığını ve gücünü, tutkularını, çılgınlıklarını ortaya koyan; insanın ruhunu çırılçıplak sayan yazılardır bunlar. "Geceyarısı Şarkıları", aşkları, acıları, özlemleri anlatırken aslında kadınları anlatıyor Ahmet Altan, sevdiği, taptığı; ama korktuğu kadınları, hüzünle, coşkuyla, tutkuyla, sevecenlikle anlatıyor. İnsan ruhunun derinliklerine iniyor, kendimizden bile gizlediğimiz pişmanlıkları, özlemleri su yüzüne çıkarıyor, kendi kendimize hesap sorduruyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen yapıt ve yazarlarıyla ilgili bir özellik değildir?
A) Bireyi karşıt durumlarıyla anlatan
B) İnsanın iç çatışmalarını çok yönlü işleyen
C) Kişiyi kendisiyle yüzleştiren
D) İnsanın iç dünyasını apaçık ortaya koyan
E) Sorunları çözmenin yollarını gösteren
26. Polisiye roman, okurunu romana katar, onun zekâsını alttan alttan sınar ve onu uyanık tutar. Yazar kendi roman kurgusuna güveniyor ve kurguda hile yapmıyorsa bu durumda yapıt, okur için daha da keyif verir. Çünkü okur da yazarla aynı bilgilerle eşit olarak olayı çözmeye koyulur ve bunun için ter döker. Bunu başaran okur hem keyifli bir beyin jimnastiği yapmış olacak hem kendilerinden hoşnut olma ödülünü kazanacak hem de ölme, öldürme, korku gibi insani duygular üzerine düşünmüş olacaktır. Bu duyguları biraz da kendi içinde yaşayacaktır.
Bu parçada "polisiye romanlar" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Okurda büyük bir merak uyandırdığına
B) Çok kısa sürede soluk soluğa okunduğuna
C) Okurun bilinç düzeyini dolaylı da olsa sınadığına
D) İnsana özgü birtakım gerçekliklere parmak bastığına
E) Okura aynı anda farklı duyguları yaşattığına
27. Düzyazı türleri olan roman, öykü, deneme bir başka dile çevrildiğinde iletisini korur. Oysa şiir...... Ancak o dilde okunmak koşuluyla bir güzelliğe sahiptir ve vardır. Çünkü şiir, dilin özüdür, tadıdır. Bırakın başlıca dili, aynı dilde bile başka biçimde yinelendi mi şiir kendisi olmaktan çıkar.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) yoruma açık bir edebi yapıttır.
B) yalnızca yazıldığı dilin ürünüdür.
C) kendine özgü kuralları olan bir türdür.
D) düzyazı türlerinden farklı özellikler içerir.
E) defalarca okundukça tat veren bir özellik taşır.
28. Bu işbirliğinin ortaya konacak yapıta, yani sinema filmine, büyük yarar sağladığı ya da sağlayacağı su götürmez bir gerçektir. Çünkü aynı yönetmenle uzun süre çalışan yazar, yazdığı sahneyi, yönetmenin nasıl gerçekleştirebileceğini kestirebilir. Yönetmen de yazarın duygu ve düşüncelerini sezer kişileri nasıl gördüğünü, yazarın neyi anlatmak istediğini kolayca anlayabilir ve yorumlayabilir. Bu uzun süreli işbirliği, artık bu yazar ve yönetmeni tek bir kimlik potasında erittiği için aradaki ufak tefek farklılıkları da sorun olmaktan çıkarır.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Aynı yazarın, aynı yönetmenle uzun süre birlikte çalışmasının ne gibi yararları vardır?
B) Bir romanın sinemaya aktarılmasını doğru buluyor musunuz?
C) İyi bir yönetmenin iyi bir yazardan yardım istemesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
D) Yönetmenin ve yazarın farklı dünya görüşlerine sahip olmaları sinema yapıtlarında önemli midir?
E) Yazar ve yönetmenin uzun süre aynı konuları ele almaları bir eksiklik midir?
29. Topkapı Sarayı'nda 17. yüzyılda iki ünlü kişi vardır: Biri padişah üçüncü Murat, diğeri sarayın süslemesini yapan Nakkaş Osman. Üçüncü Murat, görevi gereği, devleti, insanları yönetti ve tarihe yön verenlerden biri oldu. Nakkaş Osman ise çizgilere, renklere, desenlere hükmetti ve sayısız yapıta can verdi. Üçüncü Murat o tarihte her şey; Nakkaş Osman ise belki de hiçbir şeydir. Bugün ise Topkapı Sarayı'nda Üçüncü Murat'ın izi bile kalmazken nakışları sayesinde Nakkaş Osman, o sarayda ölmemiş gibi yaşıyor.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Siyasi başarılar, tarihsel süreçte kalıcı değildir.
B)Sanat ürünleri geçmişi aydınlatmada önemli bir işleve sahiptir.
C)Geçmişi yaşatan ve kalıcı kılan, tarih değil sanat yapıtlarıdır.
D)Sanatçılar, devlet adamlarından daha renkli insanlardır.
E)Tarihi değerlerin yanında sanat yapıtlarına da gereken önem verilmelidir.
30. Öykü ya da roman okuru bir yapıtı okurken yazarından bağımsız hareket edebilir. Hatta bir bölümü herhangi bir nedenle yeniden okumak için durabilir ya da kendisine ilginç gelmeyen bir bölümü atlayabilir. Ancak sinema izleyicisinin yazarına, yani senaryo yazarına, büyük sorumluluk ve görev yükleyen bir özelliği vardır. Bu nedenle senaryo yazarının, roman yazarından farklı bir kaygısı vardır. Bu kaygı da senaryonun yani öykünün, sinemaya ya da televizyona uygunluğudur. Buna dikkat edilmezse aradığını bulamayan izleyici kendine sunulan bu yapıtı kabul etmez.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Her yapıtın kendine göre bir okuma tekniği vardır.
B)Kitap okuru ile sinema izleyicisini birbirinden ayıran belirgin özellikler vardır.
C)Sinema seyircisi, kitap okuruna göre ayrıntıya daha çok önem verir.
D)Roman ya da öykü okurları sinema izleyicisine göre daha hoşgörülüdür.
E)Senaryo yazarı, roman ve öykü yazarından farklı çalışmak zorundadır.
CEVAP ANAHTARI:
1-D 2-D 3-B 4-A 5-A
6-D 7-A 8-B 9-E 10-A
11-C 12-D 13-E 14-D 15-D
16-D 17-B 18-B 19-E 20-D
21-C 22-C 23-C 24-C 25-E
26-B 27-B 28-A 29-C 30-E
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder